Entegre Raporlama Türkiye

Üyelerimiz ve Paydaş Katılımı

Sürdürülebilirlik, 71 Yıllık Geçmişe Sahip TSKB’nin Misyonunda Var.

1950 yılında Dünya Bankası ve T.C. Merkez Bankası’nın desteği ile kurulan bir kalkınma bankası olarak, ülkemizin kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınması için değer yaratma misyonu ile faaliyet gösteriyoruz. Yurt dışı kalkınma finansmanı kuruluşları ve inisiyatiflerle ile kurduğumuz uzun soluklu ilişkiler sayesinde, Türkiye’deki pek çok şirketi sürdürülebilirlik uygulamaları ile tanıştırarak, öncü misyonumuzla birçok ön adımı atmalarına vesile olduk. Bu önemli farkındalığı gerek finanse ettiğimiz yatırımlar ve şirketler aracılığı ile Türk reel sektörüne, gerekse global ilişki ağımız ve bünyesinde yer aldığımız çeşitli platformlar aracılığı ile diğer kurumlara aktararak, pozitif etkiyi daha da büyütme gayreti içindeyiz.

TSKB olarak 30 yılı aşan uzun soluklu sürdürülebilirlik yolculuğumuzda; kurumsal vizyonumuz ve etkin takım çalışmamız, en büyük gücümüzü oluşturuyor. Sürdürülebilirliği, bankacılık modelinin ve kurum kültürünün temeline alan ve bu alanda sürekli gelişim hedefi gösteren bir banka olarak, 2009 yılında yayımladığımız sürdürülebilirlik raporuyla Türk finans sektöründe bir ilke imza attık. Sürdürülebilirlik raporlarımız; paydaşlarımıza finansal boyutun yanı sıra çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) boyutlarının stratejimizdeki önemi ve yerini, iç ve dış etkilerimiz ile hedeflerimizi aktardığımız örnek bir iletişim aracı haline geldi. 2016 yılı itibarıyla sürdürülebilirlik raporlama yolculuğumuz entegre raporlamayla devam etti. Yeni nesil raporlama yaklaşımı olarak bilinen entegre raporlamayı Türk finans sektöründe ilk kez hayata geçiren banka olmaktan dolayı da mutluluk duyduk. 

Entegre raporlamanın; kurumların stratejisi, yol haritası, orta ve uzun vadeli hedefleri ile gerçekleşen faaliyetlerinin yansıtıldığı önemli bir araç olduğunu ifade edebiliriz. Kurumlar içinde ekiplerin birbirleri ile koordinasyonu ve iş birliği de bu sürecin değerli bir parçası. Şeffaf, yalın ve özet bir dil benimseyen entegre faaliyet raporumuzla; kurumun nasıl bir ortamda faaliyet gösterdiği, bu koşulları ve paydaş beklentilerini dikkate alarak stratejisini nasıl şekillendirdiği, öncelikleri, performansı ve etkilerinin yanı sıra, sermaye bazında gelecek beklentilerini de ele alarak ortaya koyulan taahhütlerle ilgili tahmin edilebilir bir bakış açısı sunuyoruz. Bir kurumun tek başarı ölçütünün finansal sonuçlar olamayacağı düşüncesinden hareketle, tüm sermaye öğeleriyle yaratılan ekonomik, sosyal ve çevresel katma değerlere ve etkilere odaklanılmasını sağlıyoruz.

Odaklı sürdürülebilirlik yönetişim yapımız sayesinde entegre bakış açısını hızla içselleştirdik.

Dinamik ve odaklı yönetişim yapımız, ÇSY alanını çevik bir şekilde ele almamızı ve karar mekanizmalarımıza yansıtmamızı kolaylaştırıyor. Aynı zamanda, entegre raporlama bakış açısını daha hızlı içselleştirip iş süreçlerimize adapte etmemizi kolaylaştıran en önemli unsurların başında geliyor. Bu gelişmiş ve banka geneline yaygın matriks yapı; yönetim kurulu nezdinde, genel müdürümüzü ve ilgili departmanların genel müdür yardımcılarını içine alan bir sürdürülebilirlik komitesi, bankadaki farklı departman çalışanlarının temsil ettiği bir alt komite ve çalışma gruplarından oluşmaktadır.

Üst yönetim dahil tüm banka çalışanlarını kapsayacak şekilde yaptığımız atölyeler de entegre bakış açısını oyunlaştırarak içselleştirmemize katkıda bulunmuştur. Bu etkinliklerde; iş modelimizin ana çatısını hep birlikte oluşturduk, sermaye öğelerimizi beraber analiz ettik. İçeriği oldukça zengin olan entegre raporumuz, herkesin katkısı ile daha da zenginleşerek “ortak akıl ürünü” olarak ortaya çıkmış oldu.

Entegre bakış açısını tüm karar alma süreçlerimizde uyguluyoruz.

Entegre raporlamaya geçişimiz, bankanın karar mekanizmalarında bütüncül bir yaklaşımı uygulamanın önemini daha da pekiştirdi. Geçmiş deneyimlerimiz ve etkin yönetişim yapılanmamız neticesinde entegre bakış açısını tüm karar alma süreçlerimize kolaylıkla adapte ettik. Sürdürülebilir kalkınma misyonumuz, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) çerçevesinde, aldığımız kararların kısa, orta ve uzun vadede etkilerini ölçerek hareket etmemizi öngörüyor. Hesapladığımız riskleri azaltıcı aksiyon planları belirliyor veya riskli gördüğümüz kararları almıyoruz. Bankacılık sektöründeki ilk örnek model olan ERET değerlendirme modelimiz ile kredi vermeden önce sadece finansal faktörleri incelemiyoruz, yatırımın çevresel ve sosyal boyutlarını da analiz ediyor, ona göre karar alıyoruz. Söz konusu değerlendirme aracı, geçmiş yıllarda sadece yatırım kredilerini baz alıyordu. Bu yıl işletme kredilerini de bu değerlendirme sürecine dahil ettik. Söz konusu yaklaşım, ÇSY yatırımcıları nezdinde oldukça dikkate alınan bir uygulama olarak ön plana çıkıyor.

Konuyu yatırımcı boyutu özelinde irdelersek; güvenilirliğinizi ve şeffaflığınızı artıran bir rapor mutlaka yatırımcılar nezdinde de kritik bir kaynak haline geliyor. Entegre faaliyet raporumuzda TSKB’nin değer yaratma modelini inceleyen bir yatırımcı, iş modelini; girdileri, çıktıları ve etkileri ile fazla çaba harcamadan hızlı bir şekilde kavrıyor. Dış faktörleri okuyarak nasıl bir ortamda faaliyet gösterdiğimizi, böyle bir ortamda nasıl aksiyonlar aldığımızı görüyor. Paydaş beklentileri ile şekillenen stratejik odaklarımız doğrultusunda, sadece geçtiğimiz dönemde yürüttüğümüz faaliyetlerle ürettiğimiz değeri ve etkileri anlamakla kalmıyor, daha uzun bir perspektifle bankamızı analiz edebiliyor. Ayrıca, sermaye bazında belirlediğimiz hedeflerle gelecekte nasıl bir değer ve etki üreteceğimizi projeksiyonlarına rahatlıkla dahil ediyor. Dijitalleşmeye önem veren bir banka olarak, bu yıl hayata geçirdiğimiz akıllı arama motoru uygulaması ile de okuyucunun her türlü bilgiye çok daha kolay erişmesini sağladık. Bu çerçevede özetle; daha yalın ve doğrudan mesaj veren, verilere kolay ulaşılabilen ve rahatlıkla takip edilen bir iletişim stratejisi amaçlıyoruz.

İç ve dış paydaşlarımızdan aldığımız geri bildirimleri önemsiyoruz.

Entegre raporlamayı, devamlı gelişen ve paydaşlarla beslenen bir yolculuk olarak tanımlıyoruz. Bu bağlamda, iç ve dış paydaşlarımızın geri bildirimlerini dikkate alarak her yıl iyileştirmeler yapmaya gayret gösteriyoruz. Öyle ki banka genelini kapsayan atölyeleri, zaman zaman beyin fırtınası yapmak ve çalışanların geri bildirimlerini almak üzere “Sürdürülebilirlik Buluşmaları”na dönüştürdük. Pandemi döneminde üç defa bir araya geldiğimiz söz konusu arama konferansları, stratejilerimizi ve uygulamalarımızı tekrar ele alıp, yeni fikirleri tartıştığımız keyifli bir sohbet platformu haline geldi.

Önceliklendirme analizi de entegre bakış açımız kapsamında dikkate aldığımız önemli geri bildirim kaynakları arasında yer alıyor. Kalkınma bankası olmamızın bir uzantısı olarak, uzun vadeli iş modeline sahip olmamız nedeniyle paydaşlarımız geçen yıllar içinde büyük farklılık göstermiyor. Bu nedenle, paydaş analizini iki yılda bir yeniliyoruz. Söz konusu çalışmanın çıktıları, paydaşlarımızın beklentilerini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Aynı zamanda, strateji ve önceliklerimizi bu öngörüler ışığında tekrar gözden geçiriyoruz.

Raporlama yapmaya yeni başlayacak olanlar veya TSKB gibi halihazırda yıllardır yapan kurumlar için varlığını oldukça kıymetli bulduğumuz Entegre Raporlama Türkiye Ağı’nın ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin özverili çalışmalarını ve geri bildirimlerini yakından takip ediyor, gelişimimizde yararlanarak dikkate alıyoruz.

Sermaye bazında hedefleri ile, entegre raporumuz yeni finansman ürünleri için de önemli bir referans noktası haline geldi.

GRI, SASB ve IIRC çerçevesi gibi uluslararası tanınırlığı yüksek standartları gözeten ve global düzeyde en iyi örneklerden biri olan entegre faaliyet raporumuz aracılığı ile tüm paydaşlarımıza hem finansal hem de finansal olmayan hedeflerimiz ile performansımızı ve etkilerimizi sermaye öğeleri bazında sunuyoruz. Denetimden geçen bu verilerin, sadece yatırımcılar için değil aynı zamanda kaynak sağladığımız paydaşlarımız açısından da çok önemli bir iletişim aracı haline geldiğini memnuniyetle görüyoruz.

Misyonumuz ve taahhüdümüz gereği SKA’ları odağına alan yaklaşımımızla, kredi faaliyetlerimizle hangi SKA’lara katkıda bulunduğumuzu takip ediyor ve entegre faaliyet raporumuzda açıklıyoruz. Raporumuzda her sermaye öğesinin sonunda kısa, orta ve uzun vadede hedeflerimize geçtiğimiz yılın performansı ile birlikte yer veriyoruz. Örneğin doğal sermayemiz çerçevesinde; 2030 yılına kadar 8 milyar ABD doları tutarında Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) bağlantılı finansman sağlama hedefimiz bulunuyor. SKA bağlantılı kredilerin toplam portföy içindeki ağırlığını da yüzde 90’lar seviyesinde korumayı planlıyoruz. Ayrıca iklim riskleri çalışmalarımız kapsamında da net bir yol haritamız bulunuyor. Bu eksende, Türk finans sektöründe ilk TCFD tavsiyeleri ile uyumlu İklim Raporu’nu yayımladığımızı da ayrıca not etmek isterim. İklim ve çevre bağlantılı SKA’lara katkı sağlayan kredilerin toplam kredi portföyü içindeki payını yüzde 60’a ulaştırmayı, yenilenebilir olmayan kaynaklardan elektrik üretimi yapan santrallerin finansmanının payını ise yüzde 5 ile sınırlandırmayı hedefliyoruz. Kapsam 1 emisyonlarımızı 2030’a kadar yüzde 42, 2035 yılına kadar yüzde 63 oranında azaltacağız. Kapsam 2 emisyonlarımızı, 2009’dan bu yana yaptığımız gibi, yenilenebilir enerji kullanarak sıfırlamaya devam edeceğiz. Ayrıca, Kapsam 3 emisyonları için güncel kılavuz dokümanlarını da gözeterek, ilgili karbon yoğun sektörler için bilim temelli hedeflerimizi paylaşmayı amaçlıyoruz. Yine bu kapsamda, yeni kurulacak kömür yakıtlı termik santral ve elektrik üretim amaçlı kömür madenciliği yatırımlarını finanse etmeme taahhüdümüz bulunuyor.

Entegre faaliyet raporumuzdaki finansal verilerimizi denetimden geçirdiğimiz gibi, finansal olmayan verilerimiz için de güvence denetim hizmeti alıyoruz. Her yıl kapsamını genişleterek, güvenirliliğini daha da güçlendiriyoruz. Böylelikle, entegre faaliyet raporumuz yeni yeşil ve sürdürülebilir borçlanma ürünleri için de önemli bir referans noktası haline geliyor.   

İklim değişikliği konusundaki bilinç ve hassasiyet artarak, kurumların ÇSY yaklaşımlarında önemli bir itici kuvvet haline geldi.

Son dönemde yaşadığımız pandemi, doğal afetler ve iklim değişiklikleri ÇSY konularını biz kurumlar nezdinde daha öncelikli gündem maddeleri arasına almamız gerektiğinin altını açıkça çizdi. Özellikle pandemi döneminde, yatırımcıların da ÇSY konularına ilgisinde önemli artış gözlemledik. Küresel sürdürülebilir finans piyasalarına baktığımızda, 2021 yılı ilk 5 ayında geçen seneki hacmin yüzde 80’ine şimdiden ulaşıldığını görüyoruz. Öte yandan küresel çapta, standartlarda da bir konsolidasyon sürecine girdiğimizi memnuniyetle gözlemliyoruz. Buna en güzel örnek, yakın zamanda gerçekleşen SASB ve IIRC’nin birleşmesidir. Oldukça dinamik, hızlı ve kendini geliştiren bu alana; kurumlar kadar hükümetlerin, düzenleyici otoritelerin de dahil olması kritik önem taşıyor. Ekim 2020’de SPK’nın yayınladığı Sürdürülebilirlik İlkelerinin, Türkiye’deki halka açık şirketlerin konuyla ilgili çalışmalarına ivme kazandırdığını söyleyebiliriz.

Bu kapsamda, TSKB olarak stratejik öncelikleri arasında önemli yere sahip iklim riskleri ile mücadele ve düşük karbon ekonomisine geçişe destek konularındaki çalışmalarımıza hız verdik. Bu yıl ilk UNEP-FI Sorumlu Bankacılık Prensipleri İlerleme Raporunu ve TCFD tavsiyeleri ile uyumlu İklim Raporu’nu yayınlayan bankamız; iklim risklerinin etkilerini ölçümlemek, kredi değerlendirme modeline entegre etmek ve kısa, uzun ve orta vadede hedefler belirlemek üzere oluşturduğu yol haritası çerçevesinde kararlı adımlarla yoluna devam etmektedir.

Yakın zamanda meydana gelen tüm bu gelişmeler, entegre raporlamaya başlayacak kurumlar açısından önemli bir motivasyon kaynağı ve itici kuvvet olarak öne çıkıyor. Entegre raporlamanın tüm ÇSY konularını bütüncül bir yaklaşımla yönetmeyi ve raporlamayı mümkün kılan ideal bir çerçeve olduğunu düşünüyoruz. 

Entegre raporlamanın belki de en iyi tarafı, sürdürülebilirliğin de bir yolculuk olmasından hareketle devamlı gelişen ve geliştiren bir süreç... Her yayınladığımız entegre raporumuzla, daha iyi işler çıkardığımızı ve daha çok geliştiğimizi hissediyoruz. Bu yıl yayımladığımız beşinci entegre raporumuz, global düzeyde en iyi uygulamalardan biri oldu. Hedefimiz bu yolda istikrarlı gelişimimizi sürdürerek, öncü rolümüzü ve global örnek raporlar arasındaki yerimizi korumaktır.

 
Bu içeriği paylaşın;