Konuk Yazar’ın Mesajı

Değerli ERTA Üyeleri ve Kıymetli Paydaşları,

Günümüzde etkileri daha baskın şekilde hissedilen ve gittikçe artmakta olan iklim krizi başta olmak üzere çevre, sosyal ve yönetişim (ÇSY) konularındaki hassasiyet ve çabalar ivme kazanmış durumdadır. Ekonomi penceresinden konuya bakıldığında ise, artan paydaş talepleri ile şirketlerin değerlerini artırma yolunda finansal raporlara ilave olarak ÇSY’ye yönelik hazırlanan sürdürülebilirlik raporlarında da farkındalıklar artmakta; buna istinaden düzenleyici faaliyetler giderek yoğunlaşmaktadır. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Birleşmiş Milletler Taraflar Konferanslarıyla hızlanan bu süreçle birlikte hazırlanan raporların daha ihtiyaca uygun, karşılaştırılabilir ve anlaşılabilir olmaları sağlanmaya çalışılmakta, Avrupa Birliğinde kabul edilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve Emisyon Ticaret sistemlerinin de uygulamaya geçmesiyle birlikte zorunluluk hâline gelmiş olan sürdürülebilirlik raporlamasının en verimli şekilde hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.

İklim değişikliğinin etkileri ve doğal kaynakların azalışı başta olmak üzere ÇSY’ye ilişkin çeşitli risk ve fırsatlar işletme performansını doğrudan etkilediğinden, bu konuları içeren ve paydaşların alacakları ekonomik kararlarda faydasını artıracak sürdürülebilirlik raporları ihtiyaç olarak görülmeye başlanmıştır. Bu durumun sonucu olarak Birleşmiş Milletler 26. Taraflar Konferansında (COP 26) ihtiyaca uygun, gerçeğe uygun, karşılaştırılabilir ve anlaşılabilir raporlamanın temellerini kurmak üzere Uluslararası Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları Kurulu (ISSB) kurulmuştur. ISSB standartları yoluyla küresel olarak karşılaştırılabilir ve kabul gören sürdürülebilirlik raporların hazırlanabileceği öngörülmektedir. ISSB’nin bünyesinde yer aldığı Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Vakfı’nın (UFRS Vakfı) yayımlamış olduğu IFRS finansal raporlama standartlarının 140’tan fazla ülkede yasal çerçeve olarak kullanıyor olması güçlü ve destekleyici bir husustur.

26 Haziran 2023 tarihinde ISSB, sürdürülebilirlik raporlarına kıstas alınmak üzere ilk sürdürülebilirlik raporlama standartlarını resmen yayımlamıştır. IFRS S1 ve IFRS S2 adlarıyla yayınlanan bu standartlar rapor formatını sadeleştirilerek gerçeğe ve ihtiyaca uygun niteliklerin karşılanmasının ötesinde anlaşılabilirlik ve karşılaştırılabilirlik özelliklerini de ön plana çıkarmaktadır. Yönetişim, Strateji, Risk Yönetimi ve Metrikler ve Hedefler bölümleriyle asgari içeriğin oluşturulması öngörülen bu raporlar; işletmenin, genel risk yönetimi süreçlerine sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği konularındaki risk ile fırsatları da dâhil etmesini zorunlu kılmaktadır.

Artan paydaş talebini karşılamanın yanı sıra küresel rekabet avantajı elde etmek ve finansmana erişimi kolaylaştırmak konusunda büyük öneme sahip olan sürdürülebilirlik raporlarının Türkiye sermaye piyasalarında işlerliğini artırmak, hızlandırmak ve uluslararası geçerliliğini sağlamak üzere Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan aldığı yetkiyle çalışmalarını yürütmektedir. Bu kapsamda ISSB ile yapılan anlaşma çerçevesinde ilgili standartlar çok yakın gelecekte ülke mevzuatına kazandırılacaktır. Söz konusu standartları kıstas alarak raporlama yapacak işletmelerin belirlenmesiyle de ülke içerisinde zorunlu kapsamda sürdürülebilirlik raporlaması dönemine geçilecektir. Ayrıca bu raporlara yönelik zorunlu güvence denetimlerinin uygulamaya geçirilmesiyle birlikte, yeşil ve döngüsel bir ekonomi modeli kurgulamasının kapısını açacak bir sürdürülebilirlik ekosisteminin inşa edilmesi planlanmaktadır.

Kurum tarafından yapılan çalışmaların uluslararası değerlendirmesi olarak Türkiye, ISSB standartlarını benimseyen ve uygulamasını hayata geçiren öncü ülkelerdendir. Söz konusu gelişme ülke içerisinde faaliyet gösteren işletmelere hazırlayacakları sürdürülebilirlik raporlarıyla globale yönelik iyi uygulama örneği olma fırsatını doğurmaktadır. İşletmelerimiz başta olmak üzere tüm paydaşlarımızla dayanışma içerisinde yönetilecek etkin bir süreç ile beraber sürdürülebilirlik raporlaması, küresel arenada Türkiye’nin güçlü yönü olmaya adaydır.